Bülent Orta
Stratejik
Yapılandırma Danışmanı
Türev
Danışmanlık Grup Başkanı
Girişimciliği bir risk almak olarak tanımlarsak, girişimciyi
de risk alabilen kişi olarak tanımlayabiliriz. Buradan hareketle
girişimciyi toplumun ihtiyaç duyduğu ürün yada hizmetleri üreterek ticari
kazanç sağlamayı hedefleyen ve bu hedefe ulaşmak için elindeki kaynakları
kullanarak bir risk üstlenen kişi olarak tanımlayabiliriz.
Girişimciliği risk alabilme kabiliyeti olarak tanımladığımızda bu risklerin
önceden tanımlanabilir, tahmin edilebilir riskler olması gerekir.
Girişimcilik sadece, herhangi bir konuda girişimde bulunacağım diye körü
körüne, olası riskleri hesaplamadan, bu risklere karşı önlem almadan karar
verip işe girişmek demek değildir. Bir girişimcinin en fazla üzerinde
duracağı konu altından kalkabileceği riskleri üstlenmesidir. Başarılı bir
girişim için doğru tanımlanmış iş fikriyle birlikte o fikri hayata geçirecek,
yatırıma dönüştürecek bilgi ve uzmanlığa ihtiyaç vardır.
Girişimciler, kendi işinin patronu olmak, çocukları için bir
şey yaratmak, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermek gibi değişik nedenlerle
kendi işlerini kurmayı istemektedirler. Başlangıçtaki amaç her ne olursa
olsun girişimciler, topluma karşı sosyal, ekonomik, ailevi sorumluluklar
taşımaktadırlar. Dolayısıyla da girişimciler karar verirken bu
sorumlulukların farkında olarak hareket etmelidirler.
Bir girişimcinin el attığı alanda başarılı olması için bazı
olmazsa olmazları yerine getirmesi gerekmektedir. Bunların başında iyi bir
planlama gelmektedir. Planlamadan kasıt daha iş fikrinin oluşumundan
fizibilite çalışmasının yapılması ve sonuçta fiili yatırım aşamasına kadar
olan tüm süreçlerin kontrollü bir şekilde yönetilmesidir. Girişim öncesi iyi
bir hazırlık döneminin yaşanması, genel piyasa ve sektör analizinin
yapılması, buradan elde edilen verilere göre neyin ne şekilde yapılacağının
öngörülmesi, bu öngörülere göre çalışma prensiplerinin tanımlanması ve bu
prensiplere göre hareket edilmesidir.
Girişimcilerin sahip oldukları para, insan gücü, mekan, mal,
enerji, çalışma azmi, bilgi gibi her türlü kaynağı heba etmeden, en fazla
faydayı sağlayacak şekilde kullanmak için gerekli planlamayı yapmaları
gerekmektedir. Eğer elde bulunan kaynaklar hesapsızca ve planlı olmayan bir
şekilde harcanırsa karşılaşılacak sonuç maalesef hüsran olacaktır. Plansızlık
her alanda olduğu gibi bir girişimci içinde sonun başlangıcı olacaktır. Çünkü
yapılacak olan bir yatırıma kısa vadeli bakmamak gerekir. Uzun vadeli bir
bakış açısıyla o yatırım planlanmalı ve ona göre hayata geçirilmelidir. Bir
girişimcinin önde gelen hedefi artı değer yaratmak olmalıdır. Tabi hiçbir
girişimci başlangıçta eldeki değerlerini yok etmek yada heba etmek amaçlı bir
işe başlamayacaktır. Lakin plansızlık, bilgisizlik, deneyimsizlik,
duygusallık ve profesyonel düşünememek girişimcileri hata yapmaya ve bu
hatayı devam ettirmeye sevk etmektedir.
Bir girişimcinin iletişim becerisi, yöneticilik yetisi,
liderlik vasıfları, karar verme yetisi, risk alabilme gücü ve denetim gücü
gibi bazı gizli güçlere, özelliklere sahip olması gerekmektedir. İyi bir
girişimci olmak istiyorsak mutlaka kendimizi yenileyen bir yapıda olmalıyız.
Araştırmacı ve sürekli öğrenmeye açık olmalıyız. Çünkü başarının sürekliliği
için devamlı gelişme ve değişime ihtiyaç duyulmaktadır. Girişimci yenilikçi
ve yaratıcı olduğu sürece başarısını sürekli kılabilmektedir. Aksi taktirde
durağan bir yapıya sahip olmak girişimci açısından bir risk doğuracaktır.
Keskin rekabetin yaşandığı tüm piyasalarda her atılan adım rakipler
tarafından gözlenmekte ve buna göre hareket edilmektedir. Gerek genel piyasa
yapılarının değişimi, gerek sektörel dinamikler, gerekse yaşanan sosyo
ekonomik değişimler girişimcileri sürekli yenilenmeye itmektedir. Öncelikle
birey olarak kendisini daha sonra kurduğu işletmeyi yenileyemeyen, günün
şartlarına uygun hale getiremeyen girişimciler zaman içinde zayıflamakta ve
hatta bir noktadan itibaren yok olmaya başlamaktadırlar. İşte burada
karşımıza profesyonelleşme çıkmaktadır. Kişilerin ve işletmelerin
profesyonelleşmesi yani duygularla değil kurallarla yönetilmesi, bireylere
bağlı değil sistemle yönetilmesi gerçekleştirildiğinde elastik ve piyasanın
dinamiklerini iyi gözlemleyip yorumlayabilecek bir yapıya ulaşmasına olanak
sağlanmış olur.
Böylelikle mevcut durum iyi yönetileceği için gelecek ile
ilgili olası riskler de öngörümlenip muhtemel çözümler hazırlanmış olacaktır.
Her girişimci mutlaka her şeyi kendisi yapmak zorunda
değildir. Oluşturacağı ekiple bunu paylaşabileceği gibi yeterli olmadığı
noktalarda danışmanlık şirketlerinden profesyonel hizmet sağlayabilirler.
Böylelikle girişimciler gerek kendi işletmeleri içinde oluşturdukları
kadrolarla gerekse de dışarıdaki firmalardan profesyonel destek alarak
yatırımlarının daha güçlü ve geleceğe hazırlıklı işletmeler haline gelmesine
olanak sağlamış olurlar.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi "girişimcilik risk
almaktır". Ancak, bu risk hiçbir zaman körü körüne üstlenilen bir risk
değildir. Bu risk profesyonelce tanımlanmış ve buna göre üstlenilmiş bir
risktir.
Sonuç olarak girişimciler açısından başarı, iş fikrinin
oluşumundan fiili yatırıma kadar geçen sürecin tamamının iyi yönetilmesi
gerekmektedir.
|
Blogun amacı, sistemsel altyapısını tamamlamış şirketlerin yönetsel olarak profesyonelleşmesine katkı sağlamak ve bu süreçte yol gösterici olmaktır. Yazı içeriği olarak blog içeriği hazırlanma aşamasındadır. En kısa sürede yazılarla karşınızda olacağız. Bu blog içeriği, Türev Yönetim Danışmanlığı tarafından yönetilmektedir. www.turev.com.tr
2 Haziran 2012 Cumartesi
GİRİŞİMCİLİK NE KADAR RİSK ALMAKTIR?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder